Eskiye dönüş
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Eskiye dönüş

28.04.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ı konu alan yazılar yazmaktan bıktım ama öylesine sözler ediyor ki kendimi tutmasam haftada üç gün yazılarımı işgal edecek. 31 Mart yerel seçimleri hakkında konuşurken “Eskiye dönüş tartışmaları kapandı” demiş. Gel de eskinin ne olduğunu merak etme...

R.T. Erdoğan 16 Nisan 2024 günü yapılan kabine toplantısının ardından kendi kafasında yazdığı senaryoya uygun olarak konuşuyor:

“31 Mart seçimlerinin ilk kazananı sandıktır. Türk demokrasisi bu seçim sürecinin en büyük galibidir. Muhalefetin de bu konuda gerekli dersi çıkaracağını ümit ediyorum. Hükümet ve siyaset olarak 21 yıldır olduğu gibi gelecekte de demokrasimizin standartlarını yükseltmeye devam edeceğiz. Türkiye 16 Nisan 2017 halk oylamasıyla 200 yıllık tartışmaya noktayı koymuş, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden yana olmuştur. 14-28 Mayıs seçimleriyle parlamenter sisteme dönüş tartışmaları milletimiz tarafından kapatılmıştır. Siyaset kurumunun eskiye dönüş tartışmaları yerine mevcut sistemin daha iyileştirilmesine mesai harcamasının Türkiye için daha faydalı olacağına inanıyorum.”

Sandık neden 31 Mart seçimlerinden kazançlı çıksın, sandık oy pusulasının içine atıldığı bir şeffaf plastik kutu, içine atılan kâğıt parçasının ne olduğunu nereden bilecek ama AKP genel başkanı metaforlu konuşmaya meraklıdır. Seçim, demokratik yaşamın doğum evresidir, seçim yapıldı diye demokrasi şakkıdı şakkıdı göbek mi atsın? Olacak iş değil! Kabinenin reisi seçim yapılmasına izin verdiği için kasılıyor gibi... Allah Allah, muhalefet neden yapılan seçimden ders çıkarsın? AKP’yi 31 Mart yerel seçiminde nakavt eden muhalefet bundan nasıl bir ders çıkarabilir? Çıkaracağı ders hiç de AKP’nin hayrına olmaz. Muhalefet çeneye mi, karaciğere mi vuracığını biliyor artık.

“Hükümet ve siyaset olarak 21 yıldır olduğu gibi gelecekte de demokrasimizin standartlarını yükseltmeye devam edeceğiz” demekte AKP genel başkanı. Elma şekeriyle çocuk kandırır gibi...

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” diye bir söz var ama bir de bir Arap atasözü var: “el mana fi batnı’ş şair.” (Anlam şairin karnındadır.) Yani gizlenen bir anlam söz konusu. Ama ben de bir şair olarak karınlardaki anlamın ne olduğunu çıkarabilirim: Ya şair, 21 yılda, demokrasinin hayat suyu kuvvetler ayrılığı ilkesini kuruttunuz; anayasayı bitpazarında beleşine sattınız; yasa masa dinlemediniz; Danıştay, Yargıtay, Sayıştay gibi “tay”ları at kasaplarına teslim ettiniz; Kaçak Saray’dan başlayarak yurdu yazlık ve kışlık saraylarla, belediye saraylarıyla, zevksiz mobilyalarla, borçlu ve ham hum şaralopçu belediyelerle döşediniz; bütün kadronuz “Fiyakanın düşkünü beyaz giyer kış günü” oldu; Merkez Bankası icraya verildi; daha neler de neler... Ama kullarınıza (!) “Destur” deyip zılgıt çekmediniz.

Bir kez daha yazalım: “Türkiye 16 Nisan 2017 halkoylamasıyla 200 yıllık tartışmaya noktayı koymuş, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden yana olmuştur. 14- 28 Mayıs seçimleriyle parlamenter sisteme dönüş tartışmaları milletimiz tarafından kapatılmıştır. Siyaset kurumunun eskiye dönüş tartışmaları yerine mevcut sistemin daha iyileştirilmesine mesai harcamasının Türkiye için daha faydalı olacağına inanıyorum.”

AKP genel başkanı ya tarihi yanlış biliyor ya da yanlış yorumluyor: 16 Nisan 2017’de necip halkımız cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için olumlu oy vermiş. Tamam! Fakat 16 Nisan 2017 son referandum mu ki? Aynı halk yeni bir oylamada bu berbat sistemi kaldırır. 2028 seçimine ben yetişemem ama R.T. Erdoğan dört yıl sonra yapılacak seçimde oturduğu koltuğa veda edecek. Ve Tarih Dede ile yüzleşmek zorunda kalacak.

Tarih denen “yüksek mahkeme tutanakları”nı okuyup anlayanlar, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin çağdaş ve onurlu bir halka yaraşmayan rüküş bir bitpazarı giysisi olduğunu çok iyi bilir. Dünyadaki bütün örnekleri tarihin tahtalıköyünü boyladı, ülkemizde ise şimdilik “mostralık” olarak durmakta. Yönetim anlayış ve eylem tarzıyla aşiret reisliğinden farkı ne? Bir farkı olsaydı yaşlı generaller, Osman Kavala, TİP milletvekili Can Atalay, Selahattin Demirtaş hapislerde mi yatardı? Ancak tek imzanın gücü de gelip geçicidir.

Benim “Zorba ve Ozan” adlı beş baskı yapan, Fransızcaya tercüme edilen bir şiir kitabım var. “Zorba” Kenan Evren Paşa idi. İzninizle, kitaptan birkaç dize aktaracağım:

“Ne olur ne olmaz/ sen gene de müneccimlerle görüş/ ne oldum deme, ne olacağım de/ ey zorba/ tek ve tenha olacağın günler pek yakındır.”

Yazarın Son Yazıları

MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025